BODRUM’UN KALESİ

Bodrum denince hemen akla  Cevat Şakir Kabaağaçlı’nın nam-ı diğer Halikarnas Balıkçısı’nın Aganta Burina Burinata kitabı gelir. Denize özlemi ve unutulmayacak sözleri okuyanların aklında mıh gibi kalmıştır.

Buralara nereden geldik diye düşünmeyin. Biz Bodrum’a girdiğimizde o sözler ve edebiyat geldi. Gerçi bakmayın şimdi çok kalabalık bir şehir olmuş  Bodrum. Her yerde evler,metre başı kalabalık, yüksek limitte müzik sesi ve nefes alınmayan bir nemli hava. Ne gezebilir ne de konuşabiliyorsunuz nemin hakim olduğu havada. En iyisi bulunduğunuz otelden veya yerden çıkmamak. Ne Bodrum’un nede Halikarnas Balıkçısı’nın bundan haberi vardır. Onlar koşulları itibari ile yaşadılar ve yaşıyorlar. Biz severiz her şeyi sonuna kadar tüketmeyi. Popülerliği yaşamak bize has…

Bir ünlü göreceğiz veya Bodrum’da olmanın sosyal medyada veya sosyalleşmede bahsedilmesi “ayrıcalık” sağlar heyecanı ve reklamı içerisindeyiz. Fakat gerçek hiç de öyle değildir. Magazin programlarının etkisini ve popüler kültürün ası olmak böyle bir şey galiba…

Kötülemek veya karalamak değildir amacımız. Dedik ya Bodrum’un ve Halikarnas Balıkçısı’nın suçu değildir bu bahsettiklerimiz. Ama insan oraya gidince de okuduğundan oluşan hayallerindeki yeri de görmek istemiyor değil.

Sakinlik ve saflık hep huzur verir. Beyaza bürünmüş  taşların bir bir çoğalması ile oluşan betonlaşma topraktan eser bırakmamıştır. Tek sevindirici olansa imar yasasının yüksek kat izni vermemesi ve tek tip yapıların karar altında resmiyet kazanmasıdır.

Ama şunu da söylemek mümkün;  bu kadar olumsuzluğu hala taşıyıp kendisini bir doğal görüntüsüne kazandırmaya çalışan hali de Bodrum’u daha anlamlı kılıyor. Yaşanmışlıklar, ilhamlar, ihtişamlı duruşu hala üzerinde duruyor. Sabahları özlediğiniz Bodrum’u görür gibi oluyorsunuz. Bir de kışın.

Bunları anlatırken hala konumuza giremedik. Bodrum’da kaldı aklımız. Kalbimizde…

O kadar büyük ve emekçi bereketli bir yer ki herkese kucak açmasını biliyor. Tek başına milli sermayeye, sermaye katıyor. Binlerce tesis ve milyonlarca misafirini de memnun etmek için elinden geleni de yapıyor. Kalabalık olmasına rağmen gökyüzü o kadar duru ki yıldızların parlaklığını ve yakınlığını hissedebiliyorsunuz. Simsiyah bir gök ve parlak yıldızlar “dilek tutmamızı” buyuruyor gibiler.

Denizi bir harika gerçekten… Milyonları serinletiyor, eğlendiriyor ama yine de ne bir kirlilik ne de bir bulanıklık yok. Dalgasız bir denizde dipten giderken kendinizi deniz içinde balıklarla birlikte yaşar gibi hissediyorsunuz. Sürüler halinde balıkları görüyor ve aynı “Avusturalya Penguenleri” gibi insanlara alışıklar. -Gerçi şuan  “Avusturalya Penguenleri” insanlardan kaçtılar- Serin bir rüzgâr yüzünüzü okşarken kavurucu sıcağın da etkisini azaltmaya çalışan bir doğal klima gibi çalışmakta.

Siz bu yazdıklarımın hayalini kurun ve kendinize biraz zaman ayırın. Gerisini yaşamak isteyenler Bodrum’a gitsin. Gidemeyenler de başlattığım hayali kendileri doğaçlamayla yaşamaya çalışsınlar.

Kale Grup’un, Bodrum’da hatırı sayılır yatırımları mevcuttur. Bodrum merkezin ortasından geçen yolun sağında ve solunda yatırımları ve Bodrum’a katkılarını görebilirsiniz. En son yaptırdığı Depolama yerleri Bodrum’un siluetine hiç zara vermemiş ve sanki yıllardır orayla özdeşleşmiş gibi durmaktadırlar. Firma sahibi Ümit Bey’in bir telefonuyla işe koyulduk. Ne kendisi bizi görmüştü ne biz onu… Fakat yıllardır birbirimiz tanır gibiydik. Anadolu insanı çabuk kaynaşır. Hepimizin yetiştiği bölgeler farklı olsa da ortak paydamız ve kültürümüzdeki kalın çizgiler bir birine çok benzer. En önemlisi de koşullarla şekillenen duygularımızdır, değerlerimizdir. Değerlerimiz aynı gibidir. Biz bize benzeriz yani…

Aldık Ümit beyden siparişleri sonrasında bir bir monte ettik. Şimdilik 20 adet yaptık oraya, olsun devamı gelecek yük platformlarının…

Gelmese ne olacak sanki. Gönlümüz mü kalacak, hatrımız mı? Hiçbiri de kalmayacak. Tek eksikliğini hissedeceğimiz misafir perverliğindeki çabası ve sohbetindeki samimiyet. Artık almak-satmak denklemimiz olmasa da bizim Bodrum’un Kalesi ve Halikarnas Balıkçısı haricinde hatırlayacağımız bir şey daha var. O da Kale Grup ve Ümit Bey.

Herkese selam ve niyazlarımı ederken Bodrum’un sembolünden bir kısas paylaşmadan da olmaz yani.

“Başkasının çizdiği çizgiden gitmek, özgürlüğüme dokunuyor. / Halikarnas Balıkçısı”

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İletişime geç!
Boğaziçi Platform'a hoşgeldiniz! Size nasıl yardımcı olabiliriz?